ressam…
Renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış.
Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalık meydanına koymasını
ve yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı
koymalarını rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş. Öğrenci birkaç gün sonra resme
bakmaya gittiğinde resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasına gitmiş.
Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş.
Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını
istemiş fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça
koymasını ve yanına da insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı
ile bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış.. Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç
dokunulmamış.
Sevinçle ustasına koşmuş. Usta ressam şöyle demiş: “İlkinde insanlara fırsat verildiğinde
ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim
yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. İkincisinde onlardan yapıcı
olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu
düzeltmeye cesaret edemedi. Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan
insanlardan alamazsın. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma.”
bence yukarki çok çekici bir yazı
ben sanatçıyım
fakat bu çok güzel